Geçen gun ki yazida “Giyecek hiçbir şeyim”sendromunu psikolojik açıdan ele alıp, düşüncelerimizi kontrol altındatutabileceğimizden bahsetmiştik. Şimdi de sıra uygulama önerilerinde:
Dışarı çıkmadan önce yöneldiğimiz gardroplarımızdansadece kıyafet beklemiyoruz. Gardroplarımızdan kıyafetlerimizin yanı sıra günlükbir doz da mutluluk, özgüven, şıklık ve rahatlık bekliyoruz. Bizimbeklentilerimiz bir hayli yüksek ve standartlarımızı düşürmek fikri bile bizitedirgin ediyor... Peki, isteklerimizi karşılayabilmesi için gardrobumuzun bizdenbeklentileri neler diye düşünüyor muyuz?
Gardrobunuzun bir dili olsa ne derdi, size daha iyihizmet verebilmek için hangi arzularını dile getirirdi?
Gardrobunuzun maksimumverimlilik getirebilmesi için öneriler:
- Tarzınızı tanıyın: Gardrobunuzda bir yolculuğaçıkın. Gözünüze en çok neler çarpıyor? Etekler mi, pantolonlar mı, eşofmanlarmı? Yoksa, bluzlar, gömlekler, t-shirtler mi? Gözünüze çarpan dominant parçalarabir isim vermeniz gerekseydi bu ne olurdu? Modern mi? Bohem mi? Dişi mi? Gösterişlimi? Avangart mı? Klasik mi? Gardrobunuzla yaptığınız bu tarz yolculuğu, gerçekçibeklentileri beraberinde getirmekle kalmayacak, bir dahaki alışveriş gününüzdedaha bilinçli olmanıza da katkıda bulunacaktır.
- Gardrop düzenleme: Hazır bahar da geliyorken gardrobunuzabir el atmaya ne dersiniz? Önerim fazla değil, dozunda bir düzen sadece... Çoğuzaman “Giyecek hiçbir seyim yok” sendromu, olan giyeceklerimizi görmememizden,gardroplarımızın karmaşasından kaynaklanıyor. Görmuyorsanız sahip değilsinizdir.Yeriniz kısıtlıysa elbet her şeyin elinizin altında, görülen yerlerde olmasımümkün değil, ama en azindan temel parçaların ve temel kategorilerin yerinibilirseniz, bu size zaman kazandıracaktır.
- Gardrop temizliği: İşte çoğu kadının en çok korktuğuaşama! Gardroplar sadece kıyafetlerimizin değil ayni zamanda hatıralarımızın,arzularımızın ve bütçemizin de barınakları. Durum böyle olunca bazı parçalardanayrılmak da zor olabiliyor. Fakat gardrobunuzu süresi dolmuş parçalardan arındırmak“Giyecek hiçbir şeyim yok” sendromunun tekrarlanmamasinda çok önemli bir rol oynuyor.Gardrobunuzu temel parçalara ve kategorilere ayırdıktan sonra her parcayi tektek ele alın. Gardrobunuzdançıkardığınız her parçaya “sen neden buradasın?”sorusunu sorun. Bu soru sizi çok ilginç cevaplara götürebilir. Mesela herkadının gardrobunda “bir gün kıyafetleri” vardır. Nelerdir bu “bir günkıyafetleri”? Zayıflayınca giyilecek bir skinny jean, yeniden moda oluncagiyilecek bir etek, üstüne uygun kemeri bulunca giyilecek bir elbise “bir günkıyafetleri”dir mesela. Gardrobunuzda uzun zamandır giymediğiniz ve atmamakiçin o gelmek bilmeyen günü beklediğiniz, giymeyi ertelediğiniz her parça “birgün kıyafeti”dir. Ve çoğunlukla bu “bir gün kiyafetleri”nin beklenen günlerihiçbir zaman gelmez ve o parçalar gardrobunuzda fuzuli yer tutmaktan,gardrobunuzu dolu göstermekten başka da hiçbir işe yaramaz. Eğer halatuttuğunuz “bir gün kıyafetleri” yakın zamanda gelecek bir günü sembolizeetmiyor ya da klasik parçalar değilse zaman bu parçaları atma, ihtiyaci olanbirine verme, veya satma zamanıdır!
- Eşleştirme: Olası bir zaman kaybından sizikoruması için, bu aşamayı gardrop temizliği ile aynı zamanda yapmanızı öneririm.Eşleştirme aşamasında, gardrobunuzdan çıkardığınız ve tek tek “sen neden buradasın”sorusunu sorduğunuz her parçaya gardrobunuzdaki diğer parçalarla olasıkombinler yapın. Çıkardığınız her parçaya sıfırdan, taze bir perspektifle birdaha bakın. Bakın bakalım söz konusu olan parçayı sahip olduğunuz diğer parçalarlanasıl kullanabilirsiniz, tarzınıza nasıl uydurabilirsiniz. Hayalinizdeki kombinde eksğ kombininiz sahipolduğunuz parçalarla dolduralamayacaksa, eksiklerinizi bir kağıda not edinçünkü bu eksikler bir dahaki alışveriş gününüzün önemli parçaları olmaklakalmayıp tutmaya karar verdiginiz “bir gün kiyafetleri”nizin de gunleriniyakınlaştıracaktır.
Bu öneriler biraz zaman alacak, fakat her yeni güne “Giyecekhiçbir şeyim yok” zihniyetinin getirdiği hüsran ve zaman kaybıyla başlamaktansabir kaç saatinizi gardrobunuzla ilişkinizi yenilemek icin ayırmak kulağa çok dakötü gelmiyor, öyle değil mi?
Referans:
Taggart, Judie: “I Don’tHave a Thing To Wear”
busecim çok güzel bir post hazırlamışsın her bayanın endişesi olan giyecek hiçbirşeyim yok sendromunu ele alman bizlere çok şey öğretti bundan emin ol. Yazıdaki herşeye katılıyorum ;))
YanıtlaSilhttp://bensukaya.blogspot.com/
üşeniyorum tatlım okumaya :)
YanıtlaSilyazı gerçektende çok güzel ama benim gözüm en çokda askıdaki elbiselere takıldı benim hiç olmadı askı askı elbiselerim 2-3 tane askıda elbisem var 1 elin barmaklarını bile geçmiyor benim gardolabın başına geçtiğimde ne giysem sendromu degil bugun yine yiyecegim yok sendromu var:((tv lerdeki yada net deki bayanlara bakıp çok özeniyorum..
YanıtlaSilçook zor işlerr :)
YanıtlaSiloff bende dolabıma sığamıyorum :)
YanıtlaSilHemenn bugün Gardrobuma el atiyorum. Ilişkimizi yenileyeceğim inşallah :))
YanıtlaSilSüpersin busecimmmm
Su bir gercek ki ne kadar kombin de yapsam ne kadar temizlik te yapsam hep bir sonraki ay yine bisey yok bu dolapta diyorum. Ya gercekten ben onlardan memnun degilim ya da ne alsam bir zaman sonra keyif vermemeye basliyor bana. Ne biliym giyinmek ama gercekten giyinmek cok zor zanaat kim ne derse desin.
YanıtlaSil